Tüm bu koşuşturmacanın içerisinde durmaya vakit bulduğumda fark ettiğim en büyük gerçeklik; daima ölüm olmuştur. İnsanı diğer yaşayan canlılardan ayrı kılan en büyük özelliği bu sanırım: Öleceğinin farkında olması! Bir çoğumuz bunu fark etmeyi haklı olarak reddediyor. Zira bu farkındalık bizi çıldırışa götürür. Gelin bugün bir coğrafi olguyla ölüme ne denli yakın olduğumuzu anlatalım: Süper Volkanlar
10.000 °C’ye dayanan zirkonyum kristallerinde yaptığımız yaşlandırma yöntemi sayesinde gezegenimizin en az 4.5 milyar yaşında olduğunu öğrendik. Milyarlarca yıl önce dünyamız gaz ve toz bulutlarının dönerek sıkışması ve soğumaya başlamasıyla meydana geldi. Bu dönerek soğuma sonucunda yüzeyde bir kabuk oluştu. Ancak hala kabuğun altında binlerce derecelik sıcaklığa sahip bir lav denizi bulunmakta.
Bu lav denizi, üzerinde yürüdüğümüz kabuğun altında konveksiyonel (yükselim-alçalım) hareketler gerçekleştiriyor. Yani 6000°C sıcaklığa sahip çekirdeğin etkisiyle ısınan magma yükseliyor ve yer kabuğuna alttan çarpıyor. Çatlak bulduğu yerden de yer kabuğunda yüzeye çıkıyor. Ki biz lavın bu çıkış olayına volkanizma diyoruz.
Çıkan lavın asidik ve bazik karakterine göre volkanizma bazen patlayarak bazen yavaş yavaş akarak çıkıyor. Düşünün kabuğun altından 2000°C ile 5000°C arasında değişen eriyik lav yer kabuğu çatlaklarından çıkış yapıyor. Bu Volkanlar, patlama yaparken lav çıkışının yanında beraberinde kül, volkan taşı, volkan bombası, tüf gibi piroklastik malzemeler ile kükürt gibi zehirli gazları da kabuğun altından çıkarıyor.
Yeryüzündeki birçok insan bu devasa olayın küçük versiyonlarından haberdar. Oysa esas tehlikeden çoğumuz habersiz. Tüm insanlığın sonunu getirecek bir felaket altımızda kış uykusuna yatmış vaziyette: Süper volkanlar
Süper volkanların büyüklüğünü anlatmak için şöyle bir örnek verelim: Tüm Napoli körfezinin yahut Kuzey Amerika’nın büyük kısmını kaplayan Yellow Stone sahasının tümden patladığını düşünün! Dürüst olmak gerekirse bunlar benzetmeden ziyade gelecekte dünyamızın yaşayacağı süper volkan aktiviteleridir.
Yukarıdaki görseller üzerinden durumun vehametini anlatalım:
İtalya Vezuv, Etna gibi aktif yanardağların bulunduğu Napoli körfezinde esas tehlike bu aktif volkanlar değil. Körfezin tamamı bir süper volkan! Tüm körfezin patladığını düşünün! Ortaya çıkacak enerjiden oluşacak depremi! Depremin Akdeniz’de yaratabileceği Tsunamiyi! Tüm körfezin patlamasıyla çıkacak zehirli gazları! Patlamayla çıkacak lavları! Ve daha da kötüsü patlamayla çıkacak külleri!
Tüm dünyanın külle kaplanma ihtimalinden bahsediyorum. Güneşi yıllarca görememe ihtimalinden! Güneşi göremeyen bitkiler fotosentez yapamayınca besin üretilemeyeceğinden. Tarım yapamayacak insanın karşılaşacağı kıtlıktan!
Tüm patlamadan bir kısmımız sağ kurtulsa da geride kalanların karşılaşacağı büyük bir felaket daha var! Tüm küller atmosferi kapattığında dünyamız mini bir buzul devri yaşayacak! Büyük ihtimalle insan soyu yok olma noktasına gelecek. Aynı durum Yellowstone için de geçerli. Bizden binlerce km ötede Amerika kıtasında onlar düşünsün diyebilirsiniz. Ancak durum öyle değil. Mini buzul devri, fotosentez yapamayan bitkiler, besin üretiminin durması, kıtlık ve yok oluş..
Tüm bu anlattıklarım bir bilim kurgu gibi gelebilir bazılarınıza. Ancak günümüzden 75 bin yıl önce Endonezya Toba’da son 25 milyon yılın en şiddetli volkan patlaması yaşandı: Bir süper volkan patlaması! Peki ya sonuç?
Patlama sırasında çıkan enerji ile deprem yaşandı. Deprem sonucu adaları tsunami vurdu. Kilometrelerce uzaklıktaki Hindistan yarımadasının tamamı 15 cm kalınlığında kül tabakası ile kaplandı. Atmosfere milyarlarca ton sülfürik asit yayıldı. Patlama esnasında önce bütün dünyada sıcaklıklar 9°C kadar arttı. Ancak atmosfere yayılan partiküller güneş ışığının dünyaya gelişini engellediği için mini bir buzul çağı yaşandı.
İşin en enteresan tarafı Dünya üzerinde yaşayan insan sayısı 1000 ile 10000 kişiye kadar düştü. Tüm genetik birikimimiz yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Bu yüzden bugünkü 7.5 milyar insan nüfusu bu 1000 kişiden türediği için insanlar birbirine çok yakın akrabalar haline döndü. Bu yüzden benzerliğimiz oldukça fazla çünkü Süper volkan faciasından sonra bütün genetik birikimimiz neredeyse yok oluyordu. Geriye kalan çok az sayıdaki insandan yayılarak genişledik ve bugün ki 7.5 milyar nüfusu kazandık. Zaten bu kadar yakın akraba olduğumuz bir dünyada bu kadar bölünmüşlüğün olması bana daima tuhaf gelmiştir.
Geride olanlara bakıyorum ve sahip olduğum coğrafi bilgi ile gelecekte olabilme ihtimali olan senaryoları düşünüyorum. Kurduğumuz medeniyete, bizi koruyacağını düşündüğümüz o teknolojiye. Sonra yuvamız olan Dünya’nın sahip olduğu enerjiyi ve zamanı geldiğinde gerçekleştireceği yıkımı düşünüyorum. Doğaya hükmedebileceğine zanneden insanoğlu! Bir süper volkanı önleyebilme ihtimalimizin olmadığının farkında olmayan insanoğlu! Ne kadar da çocuksu…
VOLKAN BARTIK
Hello there,
My name is Aly and I would like to know if you would have any interest to have your website here at utopikdunya.com promoted as a resource on our blog alychidesign.com ?
We are in the midst of updating our broken link resources to include current and up to date resources for our readers. Our resource links are manually approved allowing us to mark a link as a do-follow link as well
.
If you may be interested please in being included as a resource on our blog, please let me know.
Thanks,
Aly