Yazı yazmak içimden geçiyor bazen ama bunun gerçekleştiremiyorum. O masanın başına oturduğumda bir şey beni engelliyor, yazamıyorum. Bunu aşabilmek için her ne şartta olursa olsun yazmaya çalışıyordum. Kimi zaman sonuç hüsran kimi zaman tatminkar oluyor. Peki ama kim için yazıyorum? Ne işe yarayacak bu yazılar? Dünyayı ben mi kurtaracağım gibi sözler elbette peşimi hiç bırakmadı ve bırakacağa da benzemiyor. Her ne olursa olsun, yazmak gerekir. Sanatı ister sanat için ister toplum için yapın. Yazmak hayat kurtarabilir.
Belki hiç tahmin edilemeyecek bir an için belki daha da fazlası için yazmak gerekir. Yazı yazmak aynı zamanda düşünme eylemidir. Yazan kişi fazlasıyla düşünmek zorundadır. Bu düşünce her şey ile ilgili olabilir. Bu olay bir nevi spora başlarken ki esneme egzersizi gibidir. Bunu yapmadan yazıya başlarsanız, yazının sakatlanma olasılığı bir hayli yüksektir. Bu da yazarı moral bozukluğuna sevk edebilir. Bir süre yazmayı bir kenara bırakmasına sebep olabilir. Bunu engellemek için fazlasıyla düşünüp, az yazmalı.
Peki her düşünülen şey yazılmalı mı? Yazar kelimelerine karşı cellat kesilmelidir. Her gereksiz kelimeyi sayfadan uzaklaştırmalıdır. Bu konunun dağılmasını engelleyip, okuyucunun ilgisini canlı tutmasını sağlayacaktır.
Yazar ne hedeflemelidir?
Yazar daima derdini okuyucuya anlatmayı hedeflemelidir. Popüler kültür, kısa vadede işe yarar. Uzun vadede ise düşünülmüş, başarıyla gerçekleştirilmiş ürünler kalır. Bunu sağlamak bilgi birikimi ister. Hem geçmiş hem de o zamana hakim olmayı gerektirir. Popüler kültür ise sadece o zamana hakim olmayı gerektirir. Bu yüzden yazması daha kolay olur.