Ormanın derinliklerinde, gece yıldızsız bir gökyüzü altında, üç arkadaş sessizce yürüyüyordu. Burhan, Selin ve Murat, macera dolu bir gece yürüyüşü yapmak için ormanın içine girmişlerdi. Ancak hava hızla soğuyor ve ormanın sessizliği ürpertici bir hal alıyordu.
Selin, tüyleri diken diken olmuş bir şekilde konuştu, “Burası gerçekten çok korkutucu. Neden buraya geldik ki?”
Murat cesurca güldü, “Selin, burası sadece bir orman. Endişelenme, ne olabilir ki?”
Fakat Burhan sessizdi, çünkü o da aynı endişeyi taşıyordu. Derken, ormanın içinden tüyleri ürpertici bir gülme sesi geldi. Üç arkadaş birbirlerine baktı ve sessizce beklemeye başladı.
Gülme sesi daha da yakınlaştı ve bu sefer daha tehditkar bir hal aldı. Selin, gözleri korkuyla parlayarak, “Bu, bu, bu nedir?” dedi.
Derken, ağaçların arasından siyah bir pelerin içindeki bir figür belirdi. Yüzü maskeliydi ve gizemli bir şekilde hareket ediyordu.
Burhan, “Kimsin sen?” diye bağırdı.
Gizemli figür, sessizce yaklaşarak şöyle dedi, “Sorularınıza yanıt alacaksınız, ancak önce bana bir şey vermelisiniz.”
“Ne vermemiz gerekiyor?” diye sordu Murat.
Gizemli figür, pelerinini açarak, ellerindeki tuhaf bir cihazı gösterdi. “Bu cihazı size vereceğim, ancak karşılığında bir şey istiyorum.”
Selin, “Ne istiyorsun?” dedi.
Gizemli figür, sessizce yaklaştı ve şunları fısıldadı, “Burası tehlikeli bir yerdir ve sırrını çözmek için cesaret ve sadakat gereklidir. Size bu cihazı verirken, ormanın sırrını çözmek için bu yolu seçmeniz gerekiyor!”
Üç arkadaş, gizemli figürün verdiği cihazı kabul etti. Ve o gece, karanlık ormanın derinliklerindeki gizemi çözmek için bir maceraya atıldılar. Ama bilmedikleri şey, bu maceranın onları nereye götüreceğiydi ve ormanın sırlarının ne kadar ürkütücü olduğuydu.