
Anne olmak, yalnızca bir çocuğu dünyaya getirmek değildir. Anne olmak, bir varlığı sevgiyle sarmak, onun ruhsal gelişiminde bir rehber, bir liman olmaktır. Annelik, bir kimlik değil; bir yolculuktur. Tıpkı hayat gibi…
Bu yazımızda anneliği sadece biyolojik bir gerçeklikten değil, ruhsal ve varoluşsal bir deneyim olarak ele alacağız. Çünkü annelik, zamanla şekillenen bir benliktir. Doğurmak bir eylemse, anne olmak bir bilinç halidir.
Annelik: Bir Dönüşüm Süreci
Bir kadının anne oluş süreci, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir dönüşümdür.
Annelikle birlikte:
- Öncelikler değişir.
- Zaman kavramı farklılaşır.
- Sevme biçimi derinleşir.
Bu dönüşüm, kadının yalnızca çocuğa değil, kendisine de yeniden doğmasına neden olur. Anne olan kadın, bir yandan geçmişiyle yüzleşir, kendi çocukluğuyla yeniden temas kurar.
Annelik İçin Farklı Perspektifler
Bakış Açısı | Açıklama |
---|---|
Biyolojik | Bedensel süreç, doğum ve emzirme gibi fiziksel roller |
Psikolojik | Bağlanma, sabır, şefkat, duygusal dayanıklılık |
Toplumsal | Kadının toplumdaki yeri, roller ve beklentiler |
Spiritüel | Şefkat enerjisi, koruyucu arketip, yaratım gücü |
Annelik ve Dişi Enerji
Annelik, kadının içindeki yaratıcı enerjinin uyanmasıdır.
Bu enerji:
- Yaşatır
- Korur
- Büyütür
- Şifa verir
İster fiziksel bir çocuk, ister bir fikir, ister bir topluluk doğursun… Kadının içindeki anne enerjisi tüm yaratıcı süreçlerin özüdür.
Annelik Bir Unvan Değil, Bir Bilinç Hâlidir
“Anne” kelimesi kimileri için bir sesleniştir, kimileri için bir özlemdir. Ama her şeyden önce bir varoluş hâlidir. Annelik; yeri geldiğinde sabır, yeri geldiğinde yürek yangını, yeri geldiğinde tüm benliğini sarıp sarmalayan o görünmez bağdır.

Tarih Boyunca Annelik: Kültürden Kültüre Değişen Anlamlar
Annelik, insanlık tarihi boyunca her toplumda kutsal kabul edilmiş; bazen bir tanrıça, bazen bir yeryüzü figürü, bazen de bir fedakârlık timsali olarak betimlenmiştir.
Bu yazıda anneliğin farklı kültürlerde nasıl anlamlar taşıdığını, tarihsel ve spiritüel sembollerle nasıl şekillendiğini inceleyeceğiz.
Eski Medeniyetlerde Annelik Arketipi
Antik Mısır: İsis
İsis, anneliğin ve koruyuculuğun tanrıçasıydı. Oğlu Horus’u korumak için gösterdiği mücadele, annelik şefkatinin tanrısal bir örneğiydi.
“İsis, hem doğuran hem iyileştiren hem de yeniden doğuran dişi enerjidir.”
Antik Yunan: Demeter
Demeter, doğurganlık ve annelik tanrıçasıydı. Kızı Persephone’nin yeraltına kaçırılması üzerine gösterdiği yas ve arayış, bir annenin çocuğu için duyduğu derin bağlılığı simgeler.
“Toprak susar, doğa durur; çünkü bir anne yas tutuyordur.”
Hint Mitolojisi: Parvati
Parvati, Shiva’nın eşi, Ganesha’nın annesi ve evrensel dişi gücün temsilcisidir. Hem şefkatli bir anne hem de savaşçı bir tanrıçadır.
“Parvati annelik ile gücün aynı bedende var olabileceğini simgeler.”
Şamanik ve Doğa Tabanlı Kültürlerde Annelik
- Toprak Ana (Gaia, Pachamama, Ana Hatun):
Doğanın ve yaşamın kaynağı olarak “annelik”, toprağın bereketiyle özdeşleşir. “Toprak doğurur, besler ve alır – tıpkı bir anne gibi…” - Anadolu Şamanizmi’nde Kadın:
Kadın; doğuran, koruyan ve şifalandıran bir figürdür. Annelik doğa ile bütünleşmiş bir bilinç halidir.
Semavi Dinlerde Annelik
Din | Annelik Algısı | Öne Çıkan Figür |
---|---|---|
İslam | Cennet annelerin ayakları altındadır. | Hz. Meryem (İsa’nın annesi, iffetin ve sabrın sembolü) |
Hristiyanlık | Kutsal Bakire Meryem figürü üzerinden ilahi sevgi | Hz. Meryem – “Tanrı’nın annesi” olarak anılır |
Yahudilik | Evdeki ruhsal dengeyi anneler kurar | Sara, Rebekah gibi matriarklar annelik üzerinden örneklenir |
Annelik Bir Sembol Olarak Ne Anlatır?
Annelik, farklı kültürlerde farklı biçimlerde karşımıza çıksa da; özü hep aynıdır:
- Şefkat
- Yaratım
- Koruma
- Teslimiyet
- Dönüşüm
Bu yüzden annelik bir kişi değil, bir sembol, bir enerji, bir kolektif bilinç figürüdür.
Tarih boyunca annelik, sadece biyolojik bir rol değil, ruhsal bir arketip olarak yaşamın merkezine yerleşmiştir.
Her kültürde farklı adlarla anılsa da, insanlığın ortak hafızasında annelik; yaşamın kaynağına, sevginin en saf hâline bir köprüdür.

Kutsal Dişi Enerji: Annelik ve İçsel Gücümüz
Her kadının içinde doğuştan gelen bir enerji vardır; besleyen, büyüten, şefkatle iyileştiren…
Bu enerjiye kadim öğretilerde “kutsal dişi enerji” ya da “ilahi dişil” denir.
Annelik ise bu enerjinin yeryüzündeki en somut ve saf tezahürüdür.
Bu yazıda, annelikle birlikte uyanan kutsal dişi enerjiyi ve bu enerjinin kadının yaşamındaki rolünü birlikte keşfedeceğiz.
Dişi Enerji Nedir?
Dişi enerji; üretkenlik, sezgi, içe dönüş, yaratıcılık, şefkat ve kabullenişle ilişkilidir.
Her bireyde hem eril (aktif) hem dişil (pasif) enerji vardır. Ancak kadınlarda dişil enerji daha baskındır.
Kutsal dişi enerji:
- İçsel sezgidir
- Kalpten konuşmaktır
- Yumuşak ama güçlü olmaktır
- Yaralarını şefkatle sarabilmektir
- Hayatı doğurmak ve yaşatmaktır
Annelik: Dişi Enerjinin Uyanışı
Kadınlar, anne olduklarında içlerindeki dişi enerjiyi en yoğun haliyle yaşamaya başlarlar.
Bu süreçte:
Empati artar
Koruma ve besleme güdüsü devreye girer
Daha sezgisel kararlar alınır
Yaşamın döngüsüyle uyum kurulur
Bu enerji sadece bir çocuğa değil; hayallere, projeye, yeni bir benliğe de doğum yapabilir.
Dişi Enerjiyi Uyandırmak İçin Ritüeller
Anne olsun ya da olmasın, her kadın içindeki kutsal dişi enerjiyi fark edip besleyebilir. İşte birkaç öneri:
Ritüel veya Pratik | Açıklama |
---|---|
Topraklanma | Doğayla zaman geçirmek, çıplak ayakla toprağa basmak |
Ay döngüsünü takip | Kadim kadın bilgeliğinde ay döngüleri dişi enerjiyi yönlendirir |
Yaratıcı ifadeler | Yazmak, dans etmek, resim yapmak gibi yaratım pratikleri |
Meditasyon ve nefes | Özellikle kalp çakrası üzerine yapılan çalışmalar |
Rüyalarla çalışmak | Dişil enerjinin dili genellikle sembolik ve rüyasaldır |
Spiritüel Annelik ve Kutsal Kadın Arketipi
Kutsal anne figürü, sadece biyolojik annelerle sınırlı değildir.
Bir öğretmen, bir lider, bir sanatçı da “kutsal kadın” enerjisini taşıyabilir.
“Anne olmak, doğurmak değil; sevgiyle yaşatmayı bilmektir.”
Bu enerjiyle yaşayan kadınlar hem kendilerini hem çevrelerini dönüştürür.
İçindeki kutsal kadınla tanıştığında, hayatla ilişkinde şefkat, yumuşaklık ve sezgi ön plana çıkar.
Annelik ise bu ilahi enerjinin görünür hâlidir: dokunur, besler, büyütür, korur ve şifa verir.
“İçindeki kutsal anneyi hatırla… O hep seninleydi.”
Annenin Çocuğa Ruhsal Yansıması – Spiritüel Psikoloji Perspektifi
Bir anne ile çocuğu arasındaki bağ, sadece fiziksel değil; ruhsal ve enerjik düzeyde de derindir.
Anne, çocuğun ilk aynasıdır. Onun duygularını, düşüncelerini ve dünyaya dair algısını ilk şekillendiren kişidir.
Bu yazıda annelik bağının spiritüel psikoloji açısından ne anlama geldiğini, annenin çocuğa nasıl ruhsal izler bıraktığını inceleyeceğiz.
Bilinçaltı ve Annelik Bağı
Anneyle kurulan ilişki, bireyin temel güven duygusunun ve kendilik algısının temelini oluşturur.
Spiritüel psikolojiye göre bu bağ:
- Enerjetik düzeyde doğumdan çok önce başlar
- Anne karnında başlar, 7 yaşına kadar en yoğun etkileşimle devam eder
- Sözsüz iletişimle (dokunma, hissetme, sezgi) kuruludur
“Anne mutluysa çocuk güvendedir. Anne huzursuzsa çocuk da bunu bedeninde hisseder.”
Annenin Enerjisi Çocuğa Nasıl Geçer?
Anne Duygusu / Durumu | Çocuktaki Yansıma |
---|---|
Sürekli kaygı | Aşırı temkinlilik, korku dolu kişilik |
Şefkat ve denge | Güçlü özdeğer ve sevgiyle büyüyen benlik |
Bastırılmış öfke | Öfke problemleri, içe kapanıklık |
Kendini gerçekleştirme | İlham alan, üretken çocuk |
Bu aktarımın çoğu bilinçsizdir. Bu yüzden kendini tanıyan bir anne, çocuğuna en büyük hediyeyi vermiş olur.

Ruhsal Bağ: İç Çocuk ve Ayna Nöronlar
İç çocuk, bireyin çocukluğunda yaşadığı duyguların hâlâ içinde yaşayan halidir.
Anne, çocuğun gerçekliği olduğu için bu iç çocukta onun sesi, tavrı ve enerjisi kalır.
Aynı zamanda ayna nöronlar, annenin davranışlarının çocuğun zihninde nasıl yankı bulduğunu açıklar:
“Sen çocuğuna ne söylediğinden çok, kim olduğunla öğretirsin.”
Spiritüel Anlam: Karmik Annelik
Bazı öğretilere göre anne-çocuk ilişkisi sadece bu yaşama ait değildir.
Bunlar karmik bağlar olabilir ve ruhsal gelişim için seçilmiş olabilir.
Bu inanca göre:
- Çocuk, annenin ruhsal gelişimi için gelir
- Anne, çocuğun bu dünyadaki tekâmülüne rehberlik eder
- Karşılıklı öğrenme vardır: “Ben sana öğretmen oldum; sen bana hayat oldun…”
Farkındalıkla Annelik İçin Öneriler
- Duygularını bastırma – ifade et
- Kendi çocukluğunu tanı
- Sezgiyle dinle, sadece sözle değil
- Kendi iç çocuğunu şefkatle sar
- “Mükemmel anne” değil, “farkında anne” olmaya çalış
Annelik, sadece dışarıya verilmiş bir sevgi değil, içeride başlayan bir yolculuktur.
Kendi duygularını fark eden, kendi içsel yaralarını gören bir anne; çocuğuna sadece bir hayat değil, özgür bir ruh da bırakır.
“Çocuğuna bırakacağın en büyük miras, kendiyle barışık bir annedir.”
Anneme Mektup: Yüreğe Dokunan Bir Veda ya da Teşekkür
Herkesin annesiyle arasında kendine has bir bağ vardır.
Kimimiz için o bağ hâlâ sıcacıktır; kimimiz içinse artık hatıralarda yaşar…
Bu yazı, bir “iç dökme” alanı, bir “yarım kalan” duygunun söze dökülmesidir.
Annene bir mektup yazsaydın, ne derdin?
Mektup Yazmanın Gücü
Ruhsal gelişim ve duygusal boşalım açısından mektup yazmak, iyileştirici bir araçtır.
Mektup:
- İçindeki duyguyu tanır
- Dile gelmemiş sözleri serbest bırakır
- İçsel yükleri hafifletir
- Şükran veya vedalaşma duygusunu tamamlar
Bu yüzden yazmak, konuşmaktan bile daha derin olabilir. Özellikle de bir anneye yazıldığında…
Anneler Günü Sadece Bir Gün mü? – Tüketimden Bilince Geçiş
Anneler Günü yaklaşırken her yer çiçek kampanyaları, hediyelik eşya reklamları ve “en güzel anneler günü hediyesi” aramalarıyla dolup taşıyor.
Peki gerçekten annelik, sadece bir güne sığar mı?
Bu yazıda Anneler Günü’nü tüketime indirgemeden, farkındalık ve bilinçle nasıl kutlayabileceğimizi konuşacağız.
Anneler Günü’nün Tarihçesi
- Modern anlamda ilk Anneler Günü, 1908’de ABD’de Anna Jarvis tarafından annesini onurlandırmak için başlatıldı.
- Ancak yıllar içinde bu özel gün, hızla ticari bir kampanya gününe dönüştü.
- Anna Jarvis’in kendisi bile bu duruma karşı çıkarak, “Bu günün amacı sevgiyle anmak, para harcamak değil” demiştir.
Sorulması Gereken Sorular
Soru | Düşündürmesi Gereken |
---|---|
Annenle gerçekten kalpten bir iletişim kurdun mu? | Yoksa sadece bir hediye mi verdin? |
Onun ruhsal ihtiyaçlarını fark ettin mi? | Yoksa sadece fiziksel ihtiyaçlarını mı gördün? |
Ona zaman ayırdın mı? | Yoksa sadece birkaç dakika aradın mı? |
Bilinçli Anneler Günü İçin Alternatif Öneriler
- Hediye değil zaman ver:
Onunla vakit geçirmek, birlikte bir kahve içmek bazen en büyük hediyedir. - El yapımı bir şey ver:
Kendi yazdığın bir mektup, bir şiir, birlikte çektirdiğiniz bir albüm… - Birlikte sessiz bir yürüyüş yapın:
Anlamlı sessizlikler, kalabalık sözlerden daha etkilidir. - Onu dinle:
Gerçekten dinle. Ne hissediyor, neler düşünüyor? Annenin sesi bir “arka fon” değil, bir özdür. - Eğer annen hayatta değilse:
Ona bir mektup yaz, bir mum yak, onun için bir dua et. Kalpten bir bağlantı kur.
Tüketim Döngüsünden Farkındalık Döngüsüne
Bugün her şeyin hızla “satılabilir” hâle gelmesi, en kutsal kavramları bile yüzeyselleştirebiliyor.
Ancak annelik; şefkat, sabır ve fedakârlık gibi derin duygularla örülüdür.
Bunu bir güne sığdırmak yerine, hayatın her anına yaymak en büyük minnettarlık şeklidir.
Meditasyon Önerisi: “Anne Enerjisini Onurlandırmak”
- Gözlerini kapat
- Annenin yüzünü gözünde canlandır
- Ona teşekkür et
- İçinden geçenleri söyle
- Onu sevgiyle uğurla ya da kucakla
- Derin bir nefes al ve bırak
Bu basit ritüel bile, onun enerjisini onurlandırmak için güçlü bir yoldur.
Anneler Günü’nü sadece bir hediye günü değil; bir farkındalık günü, bir içsel bağlantı günü haline getirmek mümkün.
Bu yıl annen için bir şey satın almak yerine, bir şey hissettir…
“Hediye değil, hatırlanmak ister anneler… Çünkü kalbe dokunan tek şey sevgidir.”
Rüyada Anne Görmek Ne Anlama Gelir? – Bilinçaltı ve Sembolizm
Rüyalar, bilinçaltının diliyle konuşur.
Ve anne figürü, bu dilin en derin sembollerinden biridir.
Rüyada anne görmek; yalnızca özlemi, sevgiyi ya da korkuyu değil, ruhun içsel ihtiyaçlarını da yansıtabilir.
Bu yazıda rüyada anne görmenin farklı sembolik anlamlarını, psikolojik ve spiritüel açıdan ele alacağız.
Rüyada Anne Görmek Ne Anlatır?
Rüya Türü | Olası Anlamlar |
---|---|
Anneni canlı ve sağlıklı görmek | İç huzur, korunma, desteklenme ihtiyacı |
Annenin ağlaması | Bastırılmış suçluluk duyguları, vicdan sesi |
Annenin seni çağırması | Hayatında yön kaybı, rehberliğe ihtiyaç |
Annenin ölmesi (hayattaysa) | Dönüşüm, bağımsızlaşma, ruhsal büyüme |
Anneyle tartışmak | İçsel çatışma, bastırılmış öfke, geçmişle yüzleşme |
Ölmüş anneyi görmek (gerçekten ölmüşse) | Ruhsal bağlantı, özlem, mesaj ya da vedalaşma isteği |
Bilinçaltı ve Anne Sembolü
Freudyen ve Jungyen psikolojiye göre anne, bilinçaltının temel sembollerindendir:
- Koruyan ve besleyen taraf
- İçsel çocukla bağ
- Kadınlık arketipi
- Hayatla kurduğumuz temel ilişki
Rüyada anneni görüyorsan, bilinçaltın sana bir mesaj veriyor olabilir:
“Seninle ilgilenilmesini mi istiyorsun? Kendine şefkatle mi yaklaşmalısın? Yoksa artık ayrışman mı gerekiyor?”
Spiritüel Yorum: Ruhsal Bağlar ve Mesajlar
Spiritüel bakış açısına göre, özellikle vefat etmiş bir anneyi rüyada görmek, doğrudan ruhsal mesaj taşır.
Rüyada annen:
– sana sarılıyorsa → Şifa alıyorsun
– konuşuyorsa → Mesaj taşıyor
– uzaktan bakıyorsa → Koruma ve gözlem
– susuyorsa → İç sesini dinlemen gerek
Rüya Ritüeli: Annenin Mesajını Almak
Rüyanın ardından yapılabilecek farkındalık çalışması:
- Rüyanı hemen not al
- Rüyadaki duygu halini tanımla (özlem, korku, sevgi, suçluluk…)
- Kendine şu soruyu sor:
“Bu rüya bana ne söylüyor olabilir?” - Annenle zihinsel bir diyalog kur:
“Ne demek istedin anne?” - Sessizce cevaplara kulak ver…
Rüyalar, bastırdığımız ya da fark etmediğimiz duyguların zarif bir yansımasıdır.
Anne figürü ise bu duyguların kalbindeki semboldür: korur, uyarır, bazen de sadece orada olur…
“Rüyada gördüğün anne, belki de içindeki sesin sana merhametle seslenmesidir.”
Annelik Yorgunluğu: Tükenmişlikten Bilinçli Anne Olmaya Geçiş
“Her şeyi yetiştirmeye çalışıyorum ama hiçbir şeye yetemiyorum…”
Bu cümleyi kaç anne kurdu, kaç anne içinden geçirdi?
Modern çağın annesi; çalışan, eş olan, ev düzenleyen, çocuk büyüten ve bunların arasında kendini unutan kadındır.
Bu yazıda annelik yorgunluğunu sadece fiziksel değil; zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutlarıyla ele alacağız. Ve bu yorgunluktan çıkış yolu olarak bilinçli annelik yaklaşımını keşfedeceğiz.
Annelik Yorgunluğu Nedir?
Annelik yorgunluğu; sürekli tetikte olma hâli, kendini hep geri plana atma ve zamanla tükenmişlik duygusunun birikmesidir.
Belirtiler:
- Sürekli suçluluk hissi
- Enerji düşüklüğü
- Kendini yetersiz hissetme
- Aşırı uyarılara duyarlılık
- Geceleri uykusuzluk, gündüzleri huzursuzluk
Bu durum yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir alarmdır.
Neden Bu Kadar Yorgunuz?
Sebep | Etkisi |
---|---|
Toplumsal beklentiler | “İyi anne olmak her şeyden vazgeçmektir” baskısı |
Sürekli kıyas kültürü | Sosyal medyada “mükemmel anneler” algısı |
Destek eksikliği | Yalnız hissetmek, paylaşım olmaması |
Kendini unutmak | “Ben kimim?” sorusunun silinmesi |
Çıkış Yolu: Bilinçli Annelik
Bilinçli annelik, çocuğun gelişimi kadar annenin kendi içsel farkındalığını da önemseyen bir yaklaşımdır.
Yani: “Sadece çocuğuma değil, kendime de annelik yapıyorum.”
Temel ilkeleri:
- Kendine suçluluk duymadan zaman ayırmak
- Çocuğunu düzeltmek değil, anlamaya çalışmak
- Otomatik değil, farkında tepkiler vermek
- Kendi içsel çocuk yanını tanımak ve onarmak
Bilinçli Annelik İçin Basit Başlangıçlar
- Günde 10 dakikalık “ben zamanı”
- “Hayır” deme pratiği (kendini korumak için)
- Duygularını bastırma → yaz, konuş, hisset
- Çocuğunun duygusunu yargılamadan dinle
- Mükemmel değil, “gerçek” olmayı seç
Unutma: Çocuklar süper kahraman anneleri değil, duygularıyla temas eden gerçek anneleri hatırlar.
Meditasyon: “Ben de Değerliyim”
- Gözlerini kapat
- Nefesini izle
- İçinden şu cümleyi tekrar et:
“Yalnızca anne değilim… Ben de bir insanım.” - Kalbine bir elini koy
- Derin bir nefesle kendine teşekkür et
Annelik; sadece vermek değil, bazen durmak ve yeniden dolmaktır.
Kendine şefkatle yaklaşan bir anne, yalnızca çocuğuna değil, dünyaya da daha çok ışık verir.
“Tükenmeden, yavaşla. Çünkü senin varlığın, annenin de varlığıdır.”
Bilinçli Annelik: Çocukla Birlikte Kendini Doğurmak
Anne olmak sadece bir çocuğu doğurmak değil, bazen kendini yeniden dünyaya getirmektir.
Bilinçli annelik, çocuğun büyüme yolculuğunda annenin de büyüdüğünü fark etmesidir.
Bu yazıda anneliği bir farkındalık süreci olarak ele alacağız:
Çocuk büyürken aslında kim büyüyor?
Bilinçli Annelik Nedir?
Bilinçli annelik, günlük kaosun içinde farkında kalmak; tepki vermek yerine yanıt verebilmektir.
Bu yaklaşımda;
- Çocuğa sadece bakım verilmez, duygusal alan da tutulur
- Kuralların yerini, anlayış alır
- Mükemmel olmak yerine, otantik olmak hedeflenir
- Annenin geçmişi ve içsel çocuğu da bu süreçte iyileşmeye başlar
Çocuk ayna gibidir: Kendi çocukluğuna geri dönersin
Çocuğunun seni sinirlendiren, üzen ya da tetikleyen davranışları aslında içindeki çözümlenmemiş duyguları yansıtır.
Örnekler:
Çocuğun Tepkisi | İçerideki Mesaj |
---|---|
Sürekli ağlıyor | “Benim de sesim çocukken duyulmamıştı” |
Öfke nöbeti geçiriyor | “Ben de bastırılmış öfke taşıyorum” |
Sınır tanımıyor | “Ben de sınırlarımı koruyamamışım” |
Bu farkındalıkla annelik yapmak, hem senin hem çocuğun için dönüşüm kapısı açar.
Bilinçli Annelik Yolculuğu İçin 5 Adım
- Kendini gözlemle: Gün içinde hangi duygular seni tetikliyor?
- İçsel çocuğunu tanı: Kendi çocukluğundaki yaraların nelerdi?
- Şefkatli iletişim kur: Emir yerine göz teması, bağırmak yerine sarılma
- Mola ver: Kendine alan aç, suçluluk hissetmeden dinlen
- Destek al: Terapiler, kitaplar, benzer annelerle paylaşım alanları kur
Ritüel: “Kendimi Doğuruyorum”
- Sakin bir ortamda gözlerini kapat
- Ellerin karnında, sanki kendini yeniden doğurur gibi düşün
- İçinden şu cümleyi tekrar et: “Çocuğumun yanında büyüyen yalnızca o değil… Ben de yeniden doğuyorum.”
- Nefesini izle. Gülümse.
Annelik yalnızca dış dünyaya bir çocuk kazandırmak değil; iç dünyanda da yepyeni bir “sen” yaratmaktır.
Bilinçli annelik; çocuğunu anlamaya çalışırken kendini de keşfetmektir.
Ve bu keşif, bir ömür sürer…
“Bir çocuk doğduğunda, bir anne de doğar… ve her ikisi de büyümeye devam eder.”