Nisan 2772.
Birazdan uyanır, efendim.
Tüm gece işkence gördü.
Doktoru çağırın adrenalin iğnesini yapsın, değerli vaktimi şu aşağılık kalıntı Babil torunu için bu kum cehenneminde harcayamam. Yakutsk kolonisindeki tarım alanlarını kontrole gitmem gerekiyor. Parti liderliğinin ani emirleri olmasa bu cehenneme hangi aklı başında insan gelir. Nasıl nefes alıyor insanlar burada, Tanrı aşkına?
Efendim, adrenalin için hazırız. Emirlerinizi bekliyoruz.
Yap şu lanet olasıca adrenalini bitsin bu işkence.
aaaaaaaaah!..
Ali Bey, şekerlemenizden uyandınız Tanrı’ya şükürler olsun. Lafı fazla uzatmadan durumu özetlemek istiyorum. Dün gece kolluk kuvvetlerimiz tarafından Eski Türkiye adıyla bilinen kadim dünya topraklarında ele geçirildiniz. Parti tarafından kırmızı bülten ile arananlar listesindesiniz. Hakkınızda açılan dosyaların ortak tarafı; Kuraklık sonrası kurulan insanlık uygarlığı için tehlike arz ettiğiniz, yönünde. Parti liderleri tarafından eylemleriniz ölümcül seviye olarak nitelendirilmiş. Bunun anlamını kavrayabiliyor musunuz?
Lanet olası paradigmasal sıçramalarınız ve mekanik dünya anlayışınızın hangi fare deliğindeki mahkemesinden çıkan yasalarına göre suçluyum?
Hakkınızdaki tüm konular tek tek araştırılacak ve denetlenecektir. Gereği yasalarının ışığında yerine getirilecektir.
Bu bok çukurunda kurduğunuz kamuya kapalı mahkemelerinizi aydınlatabilecek mi o yüce yasalarınız?
Yüce uygarlığımız yasalarımızın temelinde yükselir. Siz meraklanmayın.
Asıl endişelendiğim yüce yasalarınız, Sayın müfettiş bey. İşkenceyi sorgulamanın bir parçası yapıp herkes için alışılmış bir olgu haline getiren bir düzenin temsilcisisiniz. İnsan toplumunu istediğiniz gibi gütmek için kullandığınız binbir iblis yönteminden birisini daha anlatmak için söze gireceksiniz. Boşunuza nefesinizi tüketmeyin, benim size söyleyecek sözüm yok.
Ali Bey, bu hayattaki en önemli şeyin hakikat olduğu konusunda hem fikiriz, değil mi? Hakikate ulaşmak için kullandığımız yöntemlerin ne önemi var gerçekten?
Hakikat tanımlamalarınızı subjektif temellere oturttuğunuzdan bu yana her şeyin önemi var artık. Hakikat diye önümüze ihtiyaçlarınız doğrultusunda sunduğunuz yalanlarınıza uydurmak için insanın fiziksel ve mental acılarını kullanıyorsunuz. Sizin adalet sisteminizin temelinde ACI yatıyor. Acı ile sahip olduğunuz bedenlerin zihinlerini kontrol ettiniz, bugüne kadar. Sizin kanunlarınızın ve yasalarınızın beslendiği şey Mutlak Güç arzularınızdır. Arayışınız hakikat değildi, hiçbir zaman da olmayacak.
Ali Bey, sizi tanıyoruz. Sistemimizin ilkelerine karşı gelmek için nefes alan bir Babillisiniz. Siz sistemimiz için bir fabrikasyon hatası defolu bir ürünsünüz. Varlığınızın sistem ile uyumsuzluğu onarılmak zorunda. Görebilmeniz için dikilmiş göz kapaklarınızın bağını çözeceğiz. Hakikatin ışığının geçebilmesi için gerekirse göz kapaklarınızı keseceğiz. Tüm bu bedeller sonunda varlığınız varlığımızın bir parçası olacak. Huzura kavuşacaksınız.
Kelimelerin anlamını yeniden kazandığı bir sahaya girmeye cesaret edebileceğinizi mi iddia ediyorsunuz, siz?
Bakın size karşı dürüst olacağım. Bu lanet olası susuz Babil’de bulunmak hiç hoşuma gitmiyor. Tanrı aşkına kum fırtınalarından maskesiz dolaşamadığınız bir rezalet diyarı burası. Ancak ben Medeniyetimizin değerlerine inanmış ve bu uğurda savaşan bir dünya vatandaşıyım. Sizin ışığı bulabilmeniz için savaşacağıma emin olabilirsiniz. Netice de medeniyetimizin meşhur sözünü hatırlayın; Hakikat karşısında her fani diz çökecektir!
Üstelik sizi tanıyoruz ve hakkınızdaki her şeyi biliyoruz.
Bir bok bildiğin yok, seni moron.
Evet bakalım: 2732 yılında bir zamanlar Mezopotamya adı verilen ve burayı sulayan Fırat Nehri civarındaki bir mülteci kampında doğmuşsunuz. Tabi siz doğduğunuzda kumdan başka bir şey yoktu. Kayıtlara göre; anneniz siz 3 yaşındayken açlıktan ölmüş ve sizin anne diye çağırdığınız teyzeniz sizi yetiştirmiş. Babanız Gizli servis sorgularında kalp krizi geçirerek ölmüş. Başka yakın akrabanız gözükmüyor. Mülteci kampında geçen çocukluk ve gençlik yıllarından sonra kaybolup yeraltına karışmışsınız. Kadim dünyanın saçma sapan öğretileri ile ilgilendiğiniz partimiz tarafından tespit edilmiş. Bir çok parti ve düzen karşıtı eylemin baş suçlusu olarak aranıyorsunuz. Bilinen hiç evlilik yok, çocuk yok.
Hammurabi’yi hiç duydunuz mu, müfettiş bey?
Kim?
Bu toprakların yetiştirdiği hükümdarlardan biridir. Dişe diş, göze göz der. Onun bu sözleri tohum olarak bu topraklarda binlerce yıldır kanla sulanmıştır. Adalet için yaşar adalet için ölürüz biz.
An eye for an eye, and a tooth for a tooth. ( Göze göz, dişe diş) sözü saçmalığından mı bahsediyorsunuz?
Saçmalık dediğiniz bu topraklardaki kadim kitapların temelini oluşturur, müfettiş bey. Putları baltasıyla kıran o gencin soyundan gelenlerin kutsal kitabının temelidir bu ilke. Hakikat arayışının sonucunda tecelli eden adalet! Hakikat arayışımız adalet içindir bizim bu topraklarda, Müfettiş bey! Kısas her şeyin temelidir bu topraklarda!
HANGİ TOPRAKLAR ALİ BEY? BURADA TOZ VE KUMDAN BAŞKA NE VAR ?